Yahya Kemal ile Celile Hikmet’in aşkı, tutku, edebiyat ve toplumsal normlara meydan okuyan bir hikâyedir. Celile Hikmet, ressam ve dönemin özgür ruhlu kadınlarından biri olarak bilinir. Aynı zamanda büyük şair Nazım Hikmet’in annesidir. Yahya Kemal ise edebiyat dünyasının önemli isimlerinden biri olarak, Celile Hanım’a derin bir aşk beslemiştir.
Bu aşk, Celile Hanım’ın Yahya Kemal’den oğluna özel şiir dersleri vermesini istemesiyle başlamıştır. Yahya Kemal, Nazım Hikmet’e ders vermek için eve gidip geldikçe Celile Hanım ile yakınlaşmış, sanat ve edebiyat üzerine uzun sohbetler etmişlerdir. Ancak bu ilişki, toplumda ve özellikle Nazım Hikmet’in çevresinde büyük dedikodulara yol açmıştır. Nazım Hikmet, annesi ile Yahya Kemal’in ilişkisine karşı çıkmış ve Yahya Kemal’e “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz” şeklinde sert bir not bırakmıştır.
Bu aşk, Yahya Kemal’in “Ela Gözlü Pars” olarak da bilinen “Telâkki” şiirine ilham vermiştir. Ancak dedikodular ve toplumsal baskılar nedeniyle Yahya Kemal, Celile Hanım’dan uzaklaşmış ve bu ilişki zamanla sona ermiştir. Celile Hanım, Yahya Kemal’e mektuplar yazmaya devam etse de Yahya Kemal uzun süre yanıt vermemiştir. Sonunda bir araya gelip evlilik tarihini belirleseler de, Nazım Hikmet’in sert tepkisi ve toplumsal baskılar bu aşkın gerçekleşmesine engel olmuştur.
Bu hikâye, edebiyat ve aşkın iç içe geçtiği, tutkuyla başlayan ancak toplumsal normlar ve kişisel çatışmalar nedeniyle sonlanan bir ilişki olarak tarihe geçmiştir.
Yahya Kemal’in Celile Hikmet ile yaşadığı aşk, onun şiirlerine derin bir iz bırakmıştır. Bu ilişkinin etkisiyle yazıldığı düşünülen en önemli şiirlerden biri “Telâkki”dir. Bu şiir, Celile Hanım’ın ela gözlerine duyduğu hayranlığı ve tutkuyu yansıtır. Şiirde geçen “Gördüm: Dişi bir parsın elâ gözleri vardı…” dizeleri, Celile Hanım’a duyduğu yoğun duyguların bir yansıması olarak kabul edilir.
Bir diğer önemli şiiri “Sessiz Gemi”, Yahya Kemal’in aşk ve ayrılık temalarını en güçlü şekilde işlediği eserlerinden biridir. Bu şiirin, Celile Hanım ile yaşadığı ilişki ve ayrılığın ardından yazıldığı düşünülmektedir. Şiirde geçen “Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler” dizeleri, bu aşkın hüzünlü sonunu anlatır.
Yahya Kemal’in aşk ve ayrılık temalarını işlediği diğer şiirleri arasında “Rindlerin Akşamı” ve “Duyuş ve Düşünüş” gibi eserler de yer alır. Bu şiirlerde, aşkın getirdiği melankoli ve derin düşünceler ön plana çıkar.