İRAN HUDUDUNDA BİR TİLKİ - Roman
B A R I Ş - Anı.Öykü

JOHNNY CASH-JUNE CARTER

 



Johnny Cash ve June Carter Cash'in aşkı, müzik dünyasının en tutkulu ve unutulmaz hikâyelerinden biri olarak kabul edilir. 1956 yılında Grand Ole Opry'de tanıştılar ve Cash, ilk karşılaşmalarında ona "Merhaba, ben Johnny Cash, ve bir gün seninle evleneceğim" dedi. O sırada her ikisi de başkalarıyla evliydi, ancak yıllar içinde aralarındaki bağ güçlendi.


(Grand Ole Opry; Nashville, Tennessee'deki Opry House'da haftada birkaç gece düzenlenen haftalık Amerikan canlı country müzik performansı ve yayın programıdır. 28 Kasım 1925'te George D. Hay tarafından WSM'de bir saatlik bir radyo "ahır dansı" olarak kuruldu. Şu anda Opry Entertainment'ın (Ryman Hospitality Properties, Inc.'in bir bölümü) sahibi olduğu ve işlettiği bu radyo yayını ABD tarihindeki en uzun soluklu radyo yayınıdır.)

Aşklarının Dönüm Noktaları:

1963: June Carter, Cash'e olan aşkını anlatan Ring of Fire şarkısını yazdı. Şarkı, onun Cash'e duyduğu yoğun duyguları ve bu aşkın getirdiği karmaşıklığı yansıtıyordu.

1968: Johnny Cash, sahnede June Carter'a evlenme teklif etti ve aynı yıl evlendiler.
35 yıl boyunca birlikte turneye çıktılar ve müzik kariyerlerini birbirlerine destek olarak sürdürdüler.

2003: June Carter Cash'in vefatından sadece dört ay sonra Johnny Cash de hayatını kaybetti. Bu, onların ayrılmaz bağını daha da anlamlı kıldı.

Johnny Cash'in 1994 yılında June Carter'a yazdığı aşk mektubu, tüm zamanların en güzel aşk mektuplarından biri olarak seçildi. Mektupta, "Tanıştığım en mükemmel kadınla hayatımı paylaştığım için çok şanslıyım" gibi ifadeler yer alıyordu.

Gelmiş geçmiş en büyük müzik adamlarından birisi olarak kabul edilen Johnny Cash'in 1994 senesinde eşi June Carter'a yazdığı mektup, tüm zamanların en güzel aşk mektubu olarak seçildi.

Daily Mail'in gerçekleştirdiği oylamada Cash, Winston Churchil, John Keats, Ernest Hemingway, Napoleon Bonaparte, Richard Burton, 8. Henry, Beethoven, Gerald Ford ve Jimi Hendrix'i geçmeyi başardı.

1994 senesinde Danimarka'dan yazılan mektupta eşinin doğum gününü kutlayan Johnny Cash, 'Tanıştığım en mükemmel kadınla hayatımı paylaştığım için çok şanslıyım' gibi duygu yüklü cümleler kullanıyor.

Johnny Cash (1932-2003), derin ve kendine özgü sesiyle tanınan bir müzisyen, söz yazarı ve aktördü. "Ring of Fire," "I Walk the Line" ve "Folsom Prison Blues" gibi şarkılarıyla müzik dünyasında büyük bir etki yarattı. Siyah giysileri ve sahnedeki karizmatik duruşuyla "Man in Black" olarak anıldı. 



June Carter Cash (1929-2003), Carter Family'nin bir üyesi olarak müzik kariyerine başladı ve country müziğin önemli figürlerinden biri oldu. Johnny Cash ile olan ilişkisi, hem romantik hem de sanatsal açıdan büyük yankı uyandırdı. "Ring of Fire" şarkısını Cash için yazdığı söylenir. 

İkili, 1968'de evlendi ve birlikte birçok unutulmaz performansa imza attı. June Carter, Johnny Cash'in uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesinde önemli bir destek oldu. Onların aşkı ve müziği, country müziğin en dokunaklı hikâyelerinden biri olarak kabul edilir. 

Cash ve Carter’ın müziği, aşkın ve dayanışmanın nasıl sanata dönüştüğünü gösteren güçlü bir örnektir. 



Johnny Cash (26 Şubat 1932 - 12 Eylül 2003) Amerikalı rock ve country müziğini önemli ölçüde etkilemiş bir gitarist, söz ve müzik yazarı ve June Carter Cash'in eşiydi.

Derin ve özgün sesi, "yük katarı" diye de anılan Tennessee Üçlüsü adlı orkestrası, kendisine "siyah giysili adam" ün kazandıran kara giysileri ve tavırlarıyla ünlüydü. Tüm konserlerini sade bir takdimle başlatırdı: "Merhaba, ben Johnny Cash". Özellikle kariyerinin sonlarında doğru ana teması hüzün ve çile çekmek olan müzikler yaptı. "I Walk the Line", "Folsom Prison Blues", "Ring of Fire", "Man In Black" ve "Hurt" en ünlü şarkılarındandı. "One Piece At A Time", "The One on the Right is on the Left" ve "A Boy Named Sue" gibi esprili, eğlenceli şarkılar da yazdı. Hayat hikâyesini anlatan "Walk the line" filminde kendisini oynayan Joaquin Phoenix ile eşi June Carter'ı oynayan Reese Witherspoon'u ölümlerinden önce eşiyle birlikte seçtiler.

Johnny Cash, Arkansas'ta Ray ve Carrie Cash'in çocuğu olarak "J.R. Cash" adıyla dünyaya geldi. Sanatçının kardeşi 1944'te odun keserken testereye kapılıp öldü. Bu ölüm aile yaşamında büyük sorunlara neden oldu. İlerleyen yıllarda Johnny; kardeşinin onun yapması gereken işleri yaparken geçirdiği; bu kazadan dolayı hissettiği suçluluk duygusunu dile getirecekti. Radyonun hep dinlendiği bir evde müzik içinde büyüyen Cash, lisede gitar çalmaya ve şarkı söylemeye başladı. Hava Kuvvetlerinde çalışırken adını "John R. Cash" olarak değiştirdi.

Cash uzun yıllar Amerikan ordusunda görev yapmıştı. Askerlik görevinin sonunda Vivian Liberto ile 7 Ağustos 1954'te evlendi. Aynı yılın sonlarında Cash, gitarist Luther Perkins ve bas gitarist Marshall Grant ile çalmaya başladı. Sun Records firmasına Johnny Cash ve Tennesse İkilisi olarak kilise şarkıları çaldılar ancak firma yetkilileri onlara kendi besteleriyle gelmelerini söyledi. Cash, 1955'te "Hey Porter", "Cry Cry Cry" şarkılarını kaydetti ve şarkılar country listelerine girdi.

 "I Walk The Line" şarkısı Cash'in country listelerinde bir numara olan ilk şarkısı olmuş ve pop listelerinde de ilk yirmiye girmişti. Bu şarkıların başarısı sayesinde Cash ilk albümünü Sun Records'tan çıkardı. 1958'de Cash daha büyük bir firma olan Columbia Records ile anlaştı. Bu firmadan "Don't take Your Guns to the Ground" adlı hit şarkıyı çıkardı.

1960'ların başında Johnny Cash'in amfetamin'e ve barbiturat'a bağımlığı başladı. Sanatçı evin her yerine haplarını yerleştirmişti. Onları almadığı zaman büyük krizlere giriyordu. Ancak bu yıllarda daha sonra eşi olacak June Carter'ın yazdığı "Ring of Fire" şarkısı country listelerinde bir numara oldu. Şarkı hem Carter'ın Cash ile yaşadığı yasak aşka hem de Cash'in bağımlılıklarına göndermelerde bulunuyordu.

Daha sonraki yıllarda Cash'in davranışları uyuşturucu etkisiyle daha kötüye gitti. 1965'te sanatçının kamyonu ateş aldı ve birçok ağacı ve hayvanı öldürdü. Mahkeme Johnny Cash'i 125.000 $ ödemeye mahkûm etti. Aynı yıl Teksas'ta narkotik tarafından yakalandı ve tekrar ceza aldı. Yine aynı yıl özel bir mülkiyetin çiçeklerini koparmak suçuyla tutuklandı. Bu dönemde sanatçı konsept albümlere ağırlık vermişti. 1966'da Cash'in sorunları yüzünden Johnny ve Vivian boşandılar.

Cash, karısından boşanması ve konserlerinin iptali sonrası bir süre dinlendi. Sanatçı 1968'deki "Johnny Cash at Folsom Prison" konseri ile müziğe başarılı bir dönüş gerçekleştirdi. Bu konser albümünden çıkan "A Boy Named Sue" yine country listelerinde bir numara kadar çıktı ve bu konser albümü, tüm zamanların en önemli konser albümlerinden biri olarak nitelendirildi.

Bu konser ardından Cash, hapishanelerde konser vermeye devam etti. "Johnny Cash at San Quentin" ve "På Österåker" o yıllarda çıkan önemli konser albümleri oldu. 1970'lerin başlarında Cash, uyuşturuculardan tamamen arınmış bir şekilde tekrar Hristiyanlığa bir dönüş yaptı. 1968'de Cash, bu zor günlerinde yanında olan June Carter Cash ile evlendi ve ölene kadar evli kaldılar.

Sanatçı 1969-1971 arasında televizyonda "The Johnny Cash Show"u sunmaya başladı. Program ünlü Amerikan sanatçılarını konuk ediyordu. Bu yıllarda Cash ve Bob Dylan arasındaki arkadaşlık da büyüdü. 1971'de Cash kendini anlatan "Man in Black" şarkısı ile başarı kazandı. Bu yıllarda üstünden ayırmadığı siyah kıyafetleriyle dikkat çekiyordu. Siyah giyinme fikri, Cash'in müziğe başladığı yıllarda grubundaki elemanların giysileriyle uyan tek renk olmasıyla ortaya çıkmıştı.

1975'te Cash ilk otobiyografisi olan "Man in Black" kitabını yayınladı. Cash'in müzikal anlamda başarısı azalsa da yayınladığı bu kitapla ve televizyon rolleriyle Amerika'nın en önemli isimlerinden biri oluyordu. Cash, "Columbo" ve "Little House on the Prairie" adlı dizilerde küçük roller almıştı.

Sanatçı aynı zamanda Amerikan başkanlarıyla da iyi arkadaşlıklar kurmuştu. 1972'de Richard Nixon, Cash'i konser vermesi için Beyaz Saray'a çağırdı. Cash, Nixon'ın istekte bulunduğu country şarkılarını bilmediğini söyleyerek çalmadı, onun yerine daha politik mesaj veren şarkılarından bir konser verdi. Bir başka ABD başkanı Jimmy Carter, Cash'in en önemli arkadaşlarından biriydi.

1980'de Cash "Country Music Hall of Fame"'e adını yazdıran en genç country sanatçısı oldu. Cash bu arada sinemaya da bulaştı ve 1981'de "The Pride of Jesse Hallam" ve 1983'te "Murder In Coweta County" adlı filmlerde rol aldı. 1983'te çiftliğindeki devekuşunun saldırısına uğrayan Cash, hastalığın tedavisi sırasında bir süreliğine hap bağımlılığına bir dönüş yaşadı.

1985'te birkaç önemli country müzisyeni ile The Highwaymen grubunu kurdu ve ilk albümleri "Highwaymen" adlı şarkısı ile büyük bir başarı kazandı. Bu sırada Cash, plak şirketi olan Columbia'nın ona karşı ilgisiz olması yüzünden plak şirketini protesto etmek amacıyla "Chicken in Black" adlı parodi şarkıyı yazdı; ancak bu şarkı Cash'in son yıllarda en çok ilgi toplayan eseri oldu. Cash buna rağmen plak şirketinden ayrıldı.

1988'de doktora kontrole gittikten sonra duble bypass geçirdi. Sanatçı ameliyat sırasında ölümden döndüğünü söylemişti. Ameliyattan sonra Johnny Cash tekrar bağımlılık günlerine dönmemek için hap almayı reddetti. 1990'da The Highwaymen, ikinci albümü "Highwaymen 2" albümünü çıkardı. Albüm ilki kadar başarılı olmasa da country listelerinde dört numaraya kadar yükseldi.

1990'larda Cash'in başarısı müzikal anlamda çok iyi gitmiyordu. Sanatçı 1991'de punk grubu One Bad Pig ile "Man in Black" şarkısını yorumladı. 1993'te ise U2 ile The Wanderer şarkısında düet yaptı. Ancak country müziğinin grunge, hiphop gibi müzikler yüzünden pek dinlenmemesi Cash'e büyük bir başarı getirmiyordu.

1994'te Rick Rubin'in prodüktörlüğünde Cash, sadece gitarı ile eski Amerikan şarkıları yorumladığı "American Recordings" albümünü yayınladı. Albüm şaşırtıcı şekilde büyük bir övgü topladı ve sanatçıya Grammy kazandırdı. 1994'te Glastonbury Festivali'nde sahne alıp genç kuşakla buluştu. İki yıl sonra American Recordings serisinin ikinci albümü "Unchained" yayınlandı ve yine bir Grammy kazandı. 1997'de Cash ikinci biyografisi "Cash: The Autobiography" kitabını yayınladı.

90'ların sonunda sanatçı şeker hastalığının getirdiği sağlık sorunlarıyla boğuşmaya başladı. Bu yüzden turnelerini iptal etmek zorunda kaldı. Daha sonra zatürre ortaya çıktı. Bu sağlık sorunları nedeniyle 2000'deki "American III: Solitary Man" ve 2002'deki "American IV: The Man Comes Around" daha karanlık bir tondaydı.

American IV albümünde yorumladığı Nine Inch Nails şarkısı "Hurt", Cash'e büyük bir artistik başarı kazandırdı ve albümün videosu karısıyla beraber videoda görünen Cash'in eski görüntülerinin de bulunduğu bir veda olarak hazırlandı.

Cash'in eşi June Carter Cash kalp kapakçıklarının değişmesinin ardından geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 15 Mayıs 2003'te 73 yaşında öldü. Carter'ın ölmeden önceki isteğine uyan Johnny Cash, konserlerine devam etti; ancak konserlere zorlukla çıkıyordu. Cash, 5 temmuz 2003'te son konserini verdi.

Eşinin ölümünden dört ay sonra Johnny Cash 12 Eylül 2003'te öldü. Vasiyeti üzerine evinin yanındaki mezarlıkta eşinin yanında toprağa verildi. 24 Mayıs 2005'te de ilk eşi Vivian Liberto da akciğer kanserinden öldü. 2005'te Johnny Cash'in hayatını anlatan Walk The Line filmi yayınlandı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder