Napolyon Bonaparte ve Joséphine de Beauharnais'in aşkı, tutku, hırs ve trajediyle dolu efsanevi bir hikâyedir. 1795 yılında tanıştıklarında, Napolyon genç ve hırslı bir generaldi, Joséphine ise Fransız aristokrasisinin zarif ve etkileyici bir üyesiydi. Napolyon, Joséphine'e ilk görüşte âşık oldu ve ona yazdığı tutkulu mektuplarla sevgisini ifade etti.
1796 yılında evlendiler ve Napolyon'un yükselişiyle birlikte Joséphine, Fransa'nın ilk imparatoriçesi oldu. Ancak ilişkileri zamanla karmaşık bir hâl aldı. Joséphine'in geçmişteki ilişkileri ve Napolyon'un politik hırsları, aralarındaki çatışmaların temelini oluşturuyordu. En büyük sorunlardan biri, Joséphine'in çocuk sahibi olamamasıydı. Napolyon, tahtına bir varis bırakmak istediği için 1809 yılında boşandılar.
Napolyon, Joséphine'i hiçbir zaman tamamen unutamadı. Sürgündeki son günlerinde bile onun adını anarak veda etti. Bu aşk, tarihin en büyük tutkularından biri olarak anılmaya devam ediyor.