Amedeo Modigliani ve Jeanne Hébuterne’in aşkı, sanat tarihinin en dokunaklı ve trajik hikâyelerinden biridir. Modigliani, İtalyan asıllı Yahudi bir ressam ve heykeltıraş olarak Paris’in bohem sanat çevresinde kendine yer edinmişti. 1917’de, genç ressam Jeanne Hébuterne ile tanıştı, o dönemde Jeanne, 19 yaşında ve sanat eğitimi alan yetenekli bir genç kadındı.
İlişkileri büyük bir tutkuyla başladı. Jeanne, ailesinin karşı çıkmasına rağmen Modigliani ile birlikte yaşamaya başladı. Modigliani’nin sağlığı giderek kötüleşirken, Jeanne ona sadakatle destek oldu. Modigliani’nin eserlerinde Jeanne’in yüzü sıkça yer aldı; uzun boyunlu, melankolik figürleriyle onun ruh halini yansıttı.
Ancak bu aşk, trajik bir sonla noktalandı. Modigliani, 1920’de tüberküloz nedeniyle hayatını kaybetti. Jeanne, büyük bir yas içinde, ailesinin yanına döndü. Ancak Modigliani’nin ölümünden sadece iki gün sonra, hamile olduğu halde kendini pencereden atarak yaşamına son verdi. Bu trajedi, sanat dünyasında büyük bir yankı uyandırdı ve çiftin aşkı, ölümsüz bir hikâye olarak kaldı.
Modigliani ve Jeanne’in ilişkisi, Şah Cihan ve Mümtaz Mahal gibi büyük aşklar kadar derin ve dokunaklı bir anlatı sunuyor.