Çiğdem Talu ve Melih Kibar’ın ilişkisi, Türk müzik tarihinin en dokunaklı ve yaratıcı ortaklıklarından biri olarak kabul edilir. Birisi şarkı sözleri yazıyor, diğeri besteler yapıyordu, bu uyum, onları unutulmaz kılan 270 şarkıya imza atmalarını sağladı.
Çiğdem Talu, edebiyatçı bir aileden gelmesine rağmen müziğe yöneldi ve 1972’de şarkı sözü yazarlığına başladı. Melih Kibar ise kimya mühendisliği eğitimi almış, ancak müziğe olan tutkusu onu besteciliğe yönlendirmişti. 1975’te Eurovision Türkiye elemeleri için yaptığı beste, ikilinin yollarını kesiştirdi. Tanıştıkları andan itibaren müzikleri birbirini tamamladı ve aralarındaki bağ derinleşti.
Beraberlikleri sekiz yıl sürdü ve bu süre içinde “İşte Öyle Bir Şey”, “Sevdan Olmasa”, “Bir de Bana Sor” gibi unutulmaz eserler ortaya çıktı. Ancak bu büyük aşk, Çiğdem Talu’nun 1983’te erken yaşta vefatıyla son buldu. Melih Kibar, onun anısını yaşatmaya devam etti ve müzik dünyasında bıraktıkları iz hâlâ hissediliyor.
Çiğdem Talu ve Melih Kibar’ın ilişkisi, Türk müzik tarihinin en dokunaklı ve yaratıcı ortaklıklarından biri olarak kabul edilir. Onları bir araya getiren şey, müziğe duydukları ortak tutkuydu. Çiğdem Talu, edebiyatçı bir aileden gelen bir İngilizce öğretmeniydi; Melih Kibar ise kimya mühendisliği eğitimi almış bir besteciydi. Farklı dünyalardan gelen bu iki insan, 1975 yılında tanışarak müzikte unutulmaz bir yolculuğa çıktılar.
İlk büyük çıkışlarını “İşte Öyle Bir Şey” ile yaptılar. Çiğdem Talu’nun sözleri ve Melih Kibar’ın bestesiyle ortaya çıkan bu şarkı, Erol Evgin’in yorumuyla büyük bir hit oldu. Ardından “Sevdan Olmasa”, “Bir de Bana Sor”, “Hep Böyle Kal” gibi birçok unutulmaz parçaya imza attılar.
Aşklarını hep gözlerden uzak tutmaya çalıştılar. Melih Kibar, bir röportajında, ilişkilerinin dışarıdan sadece bir kadın-erkek beraberliği olarak yorumlanmasını istemediklerini, çünkü bunun onların müzikal bağını tam olarak yansıtamayacağını söylemişti.
Çiğdem Talu’nun 1983’te erken yaşta vefatı, Melih Kibar’ı derinden etkiledi. Onun ardından yazdığı besteler, bu büyük kaybın izlerini taşıdı. “İçimdeki Fırtına” adlı şarkının hikâyesi de bu duygusal bağın en güçlü yansımalarından biridir. Melih Kibar, Londra’da bir fırtınaya yakalandığında bu besteyi yapmıştı. Çiğdem Talu ise, binlerce kilometre uzakta, şarkının sözlerini yazarken ona “İçimdeki Fırtına” adını vermişti, birbirlerinden habersiz şekilde aynı duyguyu paylaşmışlardı.
Bu aşk ve müzikal ortaklık, Türk müziğinde derin izler bıraktı. Onların şarkıları hâlâ dinleniyor ve duygusal yoğunluklarıyla insanları etkiliyor.