Çoğu insan, 79 yılında İtalya'daki Vezüv Yanardağı’nın patlamasında ölen kurbanların taş kesildiğini ya da mucizevi bir biçimde korunduğunu sanıyor. Ama gerçek çok daha ilginç ve çok daha ürkütücü.
Yanardağ patladığında, ölümcül kül ve zehirli gaz dalgası Pompei’yi sardı ve binlerce kişiyi neredeyse anında öldürdü. Cesetler sıcak kül tabakalarının altında gömüldü ve zamanla doğal şekilde çürüyerek, sertleşmiş volkanik malzeme içinde boşluklar bıraktı.
19. yüzyılda arkeologlar çığır açan bir keşif yaptı: Bu boşluklara dikkatle alçı dökerek, kurbanların inanılmaz derecede ayrıntılı dökümlerini elde edebiliyorlardı; kıyafetlerinin kıvrımlarını, hatta yüzlerine kazınmış acıyı bile.
Yani bugün Pompei’de gördüğünüz şeyler fosilleşmiş insanlar değil; bir zamanlar orada yatan bedenlerin kusursuz kalıpları. Bedenlerin bıraktığı boşluklara dökülen alçıyla oluşturulmuş kopyalar. Bu ürkütücü figürler, felaketin birer anlık görüntüsü; arkeoloji sayesinde bize geri dönen, zamana donmuş kareler.
Bir dahaki sefere bu kasvetli dökümlerden birini gördüğünüzde, unutmayın: İnsan kalıntılarına değil, tarihin şekline bakıyorsunuz. Bir anın her şeyi nasıl değiştirebileceğinin ve geçmişin hâlâ bizi nasıl derinden etkileyebileceğinin güçlü bir hatırlatıcısı.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder