İRAN HUDUDUNDA BİR TİLKİ
TANITIM

93 yıllık bir zaman diliminde, Karadenizli bir ailenin hayatından kesitler sunan bir eser. Roman, trajikomik olayları samimi bir dille anlatırken, aynı zamanda yazarın kendi eleştiri ve esprileriyle de dikkat çekiyor.

Romanın konusu:

* Karadenizli bir ailenin hikayesi: Roman, Karadeniz kökenli bir ailenin nesiller boyunca yaşadığı değişimleri ve dönüşümleri anlatıyor. Ailenin, Karadeniz kimliğini yitirme süreci ve bu süreçteki iç çatışmaları, romanın ana temalarından biri.

* Trajikomik olaylar: Ailenin yaşadığı olaylar hem trajik hem de komik öğeler içeriyor. Bu durum, romana hem derinlik hem de okunabilirlik katıyor.

* Toplumsal eleştiri: Yazar, romanında dönemsel olarak Türkiye'de yaşanan toplumsal değişimlere ve bu değişimlerin birey üzerindeki etkilerine de değiniyor.

Romanın özellikleri:

* Samimi anlatım: Yazar, olayları samimi bir dille anlatarak okurun kendisini hikâyeye daha kolay bağlamasını sağlıyor.

* Eleştirel bakış: Roman, toplumsal konulara eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıyor.

* Mizah: Romanın içinde yer alan mizah unsurları, okuru güldürürken aynı zamanda düşündürüyor.

Neden okunmalı:

* Eğlenceli ve düşündürücü: Roman hem eğlenceli hem de düşündürücü bir okuma deneyimi sunuyor.

* Toplumsal bir ayna: Roman, Türkiye'nin yakın tarihine dair önemli ipuçları sunarak, okura toplumsal bir ayna tutuyor.

* Güzel bir anlatım: Yazarın akıcı ve etkileyici anlatımı, romanı baştan sona sürükleyici kılıyor.

Özetle, "İran Hududunda Bir Tilki" romanı hem edebi değeri hem de toplumsal mesajlarıyla öne çıkan bir eser. Roman, Karadenizli bir ailenin hikayesi üzerinden Türkiye'nin yakın tarihine farklı bir bakış açısı sunuyor.

Ek bilgi:

* Romanın adı, ilk bakışta konuyla ilintili gibi görünmese de aslında romanın içindeki sembolik anlamlara gönderme yapıyor.


Ali Gökçe



YORUMLAR





















***

Facebook'ta Mehmet Çıtlak Bey'in yorumu.


***


WhatsApp'ta,
bir paylaşımıma Sn. Gülay Gitmez Hanım'ın yapığı yorum.
 

                             



                                                                           ***


Facebook'ta, "Kırsal Notalar" Grubundaki  paylaşımıma yapılan yorum/yeniden paylaşım.




                                                                                ***


Facebook'ta, "Kitap Gönüllüleri" Grubundaki paylaşımıma Sn. Murat Budak'ın yaptığı yorum.

İRAN HUDUDUNDA BİR TİLKİ
Roman - Yazar: Ali GÖKÇE - 520 sayfa - 09/2024 basımı
Şimdi İnternet Sitelerinde Satılmaktadır!


Murat Budak






Yönetici / Grup UzmanıKitaplar Konusunda Uzman

“Ali Gökçe’nin İran Hududunda Bir Tilki kitabı dikkat çekici bir başlık ve konu vaat ediyor. 520 sayfalık bu eser, sınırların ötesinde geçen bir hikaye mi, yoksa derin bir içsel yolculuk mu sunuyor, merak uyandırıyor. Yeni basılmış bir kitap olarak, edebiyatseverlerin listelerine eklemeleri gereken bir eser gibi görünüyor. 

İyi okumalar dilerim!”






DÜNYA DÜZDÜR





Size Göre; Dünya 'düz' ise;


Bana göre de

Merkür 'üçgen'dir.
(Hatırlayanlarınız vardır, çok eskiden 'müselles' de denirdi!)

Venüs 'oval'dir.
(Şeklinin tanımını Beyaz Saray'ın Oval Ofis'inden aldığı bilim dergilerinde yer almıştı! Stajyer Monica'nın güzelliği ile ilişkilendirenler bile olmuştu!)

Mars 'kare'dir.
(Hubble'dan alınan son görüntülerde yüzeyin mavi straples ve üzerinin de pembe puanlarla bezeli olduğu gözlemlenmiş!)

Jüpiter 'daire'dir.
(Zaten hep şüpheleniyordum. 'Acaba bu Jüpi tekerlek mi?' diye! Arkasından 'şöyle-böyle' dedikoduları da ayyuka çıkmıştı zaten!)

Satürn 'dikdörtgen'dir.
(Aslına dikbeşgendi. Milyon yıllar içinde bir 'gen'i mutasyona uğradı!)

Uranüs 'yamuk'dur.
(Ur tıbbın konusu. Anüs'de benim konum değil zaten! Onun yamukluğuyla da uğraşamayacağım!)

Neptün 'altıgen'dir.
("Nereden biliyorsun?" demeyin artık. Altı 'gen', üstü yengen. Bunu bilmeyen mi var zaten?)


"Ya hu, neler saçmalıyorsun. Deli misin sen?" Demeyin! Ben burada delilerin kendilerini gerçekten de deli olduklarına inandırmaları için çabalıyorum, -elimden geldiği kadar- yardımcı olmaya çalışıyorum. Anlıyorsunuz, değil mi?

Plüton, gezegenler liginden kovulmasaydı ona da mutlaka bir kulp (geometrik şekil) bulacaktım. Kısmet değilmiş! "Cüce gezegen" n'olucak işte!




Peki, Dünya düz mü?

Bilim diyor ki: "HAYIR!"

İşte nedenleri:

İnternette “düz Dünya” fikri zaman zaman popülerleşse de, yüzyıllardır elde edilen bilimsel kanıtlar gezegenimizin yuvarlak (daha doğrusu “basık küre” – elipsoit) olduğunu tartışmasız şekilde kanıtlıyor.


İşte çürütülemez gerçekler:

Eğrilik uzaydan görülebilir.

Uydular, Uluslararası Uzay İstasyonu ve binlerce gerçek fotoğraf, hem ufkun hem de dünyanın kavisli şeklini açıkça gösteriyor.

Gemiler ufukta yavaş yavaş kaybolur. Uzaklaştıkça önce geminin gövdesi, sonra direkleri veya köprüsü kaybolur.

Dünya düz olsaydı, gemi sadece küçülerek görünmezdi.

Ay tutulmalarında Dünyanın gölgesi yuvarlaktır.

Dünya, Güneş ile Ay arasına girdiğinde Ay’ın yüzeyine yuvarlak bir gölge düşer.

Yerçekimi düz bir Dünyada aynı çalışmazdı.

Kürede yerçekimi her noktada merkeze doğru çeker. Düz bir Dünyada bu kuvvet eşit olmaz, bazı yerlerde cisimler daha ağır, bazı yerlerde daha hafif gelirdi.

Saat dilimleri sadece küresel bir dünyada mantıklıdır.

Bir yerde gündüzken başka bir yerde gece olması, yalnızca dönen yuvarlak bir yüzeyin kısmen Güneş ışığı almasıyla mümkündür.

Bulunduğun yere göre farklı yıldızlar görürsün.

Güney yarımkürede görülen bazı takımyıldızlar kuzeyden hiç görünmez, tersi de geçerlidir. Bu, yalnızca yuvarlak bir Dünya ile açıklanabilir.

Kıtalar arası uçuş rotaları kavisli görünür. En kısa hava yolu rotaları düz değil, kavisli olur. Çünkü bunlar kürenin geometrisine uyan “büyük daire” yollarıdır.

Bilim inanç değil; gözlem, deney ve tekrarlanabilir kanıtlara dayanır.

Dünya yuvarlaktır ve bunu 2000 yıldan uzun süredir kesin olarak biliyoruz.


MUTLU ETMEK

 

KADINLARI MUTLU ETMENİN YOLU...

01. Saçlarını okşa,

02. Yücelt,

03. Şımart,

04. Gözlerinin içine bak,

05. Geleceğe ait planlar yap,

06. Dil dök,

07. O uyanmadan uyanma,

08. Destek ol,

09. Yemeğe götür,

10. Alışverişe götür,

11. Tekneye bindir,

12. Güldür,

13. Zekâ oyunları yap,

14. Müzik dinlet,

15. Teşvik et,

16. Teskin et,

17. Affet,

18. Hayran kal,

19. Banyosunu hazırla,

20. Güven ver,

21. Kapıyı tut,

22. Asansörde kat düğmesine bas,

23. Arabasının kapısını aç,

24. Isıt,

25. Sarıl,

26. Öp,

27. Ona hasta ol,

28. Kulağına fısılda,

29. Ayaklarına masaj yap,

30. Konsere götür,

31. Onu her yerde ve her zaman bekle,

32. Tanrıçan yap,

33. Onunla rejim yap,

34. Onunla spor yap,

.

..

...

...

1000. Ne istediğini önceden anla,

1001. Günde yedi kez özür dile,

1002. Sürekli onu dinle,

1003. Yorganı çekince ses etme,

1004. Yorganı titretme,

.

..

...

6789. Spor araba al,

6790. Saat al,

6791. Yüzük al,

6792. Küpe al,

6793. Tıraş ol,

6794. Saç seklini değiştir,

6795. Kareli gömlek giy,

6796. Yemin et,

6797. Dayan,

6798. Katlan.

..........................

ERKEKLERİ MUTLU ETME SIRLARI

01. Karnını doyur.

02. Televizyonun kumandasını ver

03. Önünden çekil.

 

(Ege SAYMAN’dan alıntıdır.)

EĞİTİM ŞART

PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI.

Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var.
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..

Soru: Pekiyi de kaç adet Müslüman İnsan var?
Cevap: 1,4 milyar Müslüman;
~1 milyar Asya,
~400 milyon Afrika,
~44 milyon Avrupa,
~6 milyon Amerika
Kıta'sında Yaşıyor.

Yâni Dünyada 1 Musevi’ye Karşın 100 Müslüman Var...

İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha zengin ve daha eğitimli ve daha mucitler?

Tarafsız ve Bilimsel Yollarla tespit edilmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün.

Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert EİNSTEİN bir Yahudi'ydi.
Psikanalizin babası Sigmund FREUD bir Yahudi'ydi.
Karl MARKS Yahudi'ydi.

Tüm İnsanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım;
Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
Bernard Katz nöromüsküler iletişim kaslarla sinir sistemi arası iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
Andrew Schally endokrinoloji metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroidi tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
Aaaron Beck Cognitive Terapiyi akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini geliştirdi.
Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
Stanley Cohen embriyoloji embriyon ve gelişimi çalışmaları dalında Nobel aldı.
Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
Benno Strauss paslanmaz çeliği,
Isador Kisse sesli filmleri,
Emile Berliner telefon mikrofonunu,
Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
Stanley Mezor ilk mikro işlem çipini icat etti.
Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.

Peki, ama.
~Son 100 Yıl içinde Yahudiler sadece Bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken,
~1.4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı

Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler? Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara ve işadamlarına ve markalarına bakalım;
* Ralph Lauren (Polo),
* Levi Strauss (Levi's Jeans),
* Howard Schultz (Starbuck's),
* Sergei Brin (Google),
* Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
* Larry Ellison (Oracle),
* Donna Karan (DKNY),
* Irv Robbins (Baskins & Robbins),
* Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts),
* Richard Levin (Yale Üniversitesi'nin kurucu başkanı).

Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
* Michael Douglas,
* Dustin Hoffman,
* Harrison Ford,
* Woody Allen,
* Tony Curtis,
* Charles Bronson,
* Sandra Bullock,
* Billy Crystal,
* Paul Newman,
* Peter Sellers,
* George Burns,
* Goldie Hawn,
* Cary Grant,
* William Shatner,
* Jerry Lewis,
* Peter Falk...

Yönetmenler ve Yapımcılar arasındaki Yahudiler:
* Steven Spielberg,
* Mel Brooks,
* Oliver Stone,
* Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),
* Neil Simon (The Odd Couple),
* Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),
* Michael Mann (Starzky and Hutch),
* Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus),
* Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
* Ivan Reitman (Ghostbusters),
* Kohen Kardeşler,
* William Wyler,
* William James Sidis

Sorun kendinize;
250’lik IQ derecesiyle Dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?

Sorun kendinize;
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?

Cevabı şudur;
Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)

Soru:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?

Cevap:
Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için. Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmadan, Ezberci ve Dayatmacı eğitim verdikleri için.

Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.477 Milyon Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam Dünya Nüfusu içinde;
Her 5 kişiden biri Müslüman olup, Her bir Hindu'ya 2 Adet Müslüman düşmektedir ve
her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır ve
her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır..

Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?

Nedeni eğitimsizliktir..!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır. Bunların kalitesi de başka bir sorundur..

Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan 'Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi'ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?
Yanıt; Kalitesiz ve ezberci eğitim...

OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK.

UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan Dünyasında okuma, yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma, yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma, yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir..

Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma, yazma bilir ve herkesin okur, yazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir..

BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK.

ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir. Her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.

Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür.

Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.

NEDEN?
Yanıt: Kalitesiz, ezberci eğitim ve ARGE’ye araştırma geliştirmeye yeterli kaynak ayrılmaması.
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma, geliştirme bütçesi olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma, geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.

SONUÇ.
İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur. Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır. Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
~Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir.
~Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
~Hristiyan Singapur'da bu oran % 58'dir.

Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır.
İlginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.

Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte;
Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.

Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir.
Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir.
Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.

İşin daha acıklı tarafı ise şudur:
İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.

O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Eğitim Yoksunluğu. Tam anlamıyla söylersek; KALİTELİ ve ÇAĞDAŞ EĞİTİM YOKSUNLUĞU.

Çok kesin biçimde söylersek;
~AKILCI OLMAYAN,
~EZBERCİ,
~TESLİMİYETÇİ,
~DİN EKSENLİ,
~ÇAĞDIŞI EĞİTİM.

Araştırmayı yapan:
Dr. Faruk SALEEM
İslamabat - PAKİSTAN
Alıntıdır.