BONNİE PARKER-CLYDE BARROW

 

Bonnie Parker ve Clyde Barrow, 1930'lu yıllarda Amerika'da banka ve dükkânları soyan ünlü kanun kaçaklarıydı. Ancak onları sıradan suçlulardan ayıran şey, birbirlerine duydukları büyük aşk ve halkın gözünde kazandıkları romantik, asi imajdı.

Bonnie ve Clyde, kapitalizme karşı bir tür modern Robin Hood figürü olarak görüldü. Soydukları yerlere çiçek bırakmaları, onların sadece suçlular değil, aynı zamanda tutkulu ve dramatik bir çift olarak anılmalarına neden oldu. Bonnie, Clyde ile tanışmadan önce kısa süren bir evlilik yaşamıştı, ancak Clyde ile olan ilişkisi, onun hayatının en büyük tutkusu haline geldi. Birlikte kaçak hayatı yaşarken, Bonnie'nin Clyde'a olan bağlılığı hiç sarsılmadı.

İkilinin hikâyesi, yıllar içinde filmlere, şarkılara ve kitaplara konu oldu. Özellikle aşkları, birçok sanat eserinde efsanevi bir romantizm olarak işlendi. Ancak bu romantik imajın ardında, acımasız bir suç geçmişi ve trajik bir son vardı. 23 Mayıs 1934'te Louisiana'da polis tarafından pusuya düşürülerek öldürüldüler. Ölüm anları bile sinemada farklı şekillerde anlatıldı, bazı versiyonlarda arabada vuruldukları, bazılarında ise Clyde'ın kaçmaya çalışırken öldürüldüğü gösterildi.

Bonnie ve Clyde'ın hikâyesi, aşk ve suçun iç içe geçtiği en ünlü anlatılardan biri olarak hâlâ ilgi çekmeye devam ediyor. 

Bonnie Parker, 1 Ekim 1910'da Texas'ta doğdu ve genç yaşta edebiyata ilgi duyan, şiirler yazan biriydi. Clyde Barrow ise 24 Mart 1909'da Texas'ta fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi ve genç yaşta suç dünyasına adım attı. İkili, 1930'da tanıştı ve kısa sürede birbirlerine derinden bağlandılar. Bonnie, Clyde'ın suç hayatına katıldı ve birlikte "Barrow Çetesi" olarak bilinen bir grup kurarak birçok soygun gerçekleştirdiler.

Bonnie ve Clyde'ın hikâyesi birçok sanat eserinde efsanevi bir romantizm olarak işlendi. 

Bonnie ve Clyde (1967), Arthur Penn'in yönettiği ve Warren Beatty ile Faye Dunaway'in başrollerini paylaştığı Yeni Hollywood döneminin en önemli filmlerinden biridir. Bonnie Parker ve Clyde Barrow'un gerçek yaşam öyküsünden esinlenen film, suç, dram ve romantizmi ustalıkla harmanlar.

Film, Büyük Buhran döneminde Amerika'da banka soygunlarıyla ünlenen Bonnie ve Clyde'ın hikâyesini anlatır. İkili, yasaları çiğneyerek bir yaşam sürerken, halkın gözünde bir tür modern Robin Hood figürüne dönüşür. Ancak bu romantik ve asi imajın ardında, kaçınılmaz bir trajedi yatmaktadır.

Bonnie ve Clyde, sinema tarihinde birçok tabuyu yıkan yapımlardan biri olarak kabul edilir. Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en iyi 100 filmi listesinde yer almış ve 1992'de ABD Ulusal Film Arşivi'ne dahil edilmiştir. Ayrıca, Gene Wilder'ın ilk filmi olmasıyla da dikkat çeker.