Sadece 9 Gün fazla şekerden uzak durmak
karaciğer yağını önemli ölçüde azaltabilir!
KİTAP / GEZİ / MÜZİK / MİZAH ............................................© Copyright 2025 All Rights Reserved...............................................................................
Sadece 9 Gün fazla şekerden uzak durmak
karaciğer yağını önemli ölçüde azaltabilir!
İhtiyarlık kaç yaşında başlar?
Kristof Kolomb Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50
yaşını çoktan aşmış durumdaydı...
Pasteur kuduz asısını bulduğunda 60 yaşındaydı...
Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'ni bitirdiğinde 70 yaşını
geçmişti. Selimiye Camii'ni tamamladığında ise 86 olmuştu...
Galileo, Ay'ın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73
yaşındaydı...
Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hâlâ işinin başındaydı...
Goethe, en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani
82 yaşında bitirmişti. 83'dü...
Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir.
İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi
derecesinde yaşlıdır.
Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları
ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesi, hedeflerinin olmamasıdır. Seneler cildi
buruşturabilir. Fakat heyecanların, ideallerin teslim edilmesi adeta ruhu
buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki
hedeflerine götüren yolu yürümedikçe yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Tabiri caiz ise yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir.
Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ancak görüş alanınız genişler.
Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç
sayılır.
William Gladstone
"Misafirliğe gelen 3 yaşında çocuk elindeki telefonu fırlattı ve televizyonumuz kırıldı.
Babası özür dilemek şöyle dursun, bu kırdığı 4. telefon, iki de televizyon diye pişkin pişkin güldü."
"6 yaşındaki çocuk pazar tezgâhındaki dolmalık biberleri parmağıyla tek tek deldi, pazarcı ardından ürünleri tek tek ayıklayıp kaldırmak zorunda kaldı ve annesi bir kere bile yapma demedi."
"Evimize gelip tuvalete çocuğunun peşinden "özgüveni kırılır" diye gitmeyen anne sayesinde, çocuğun batırdığı tüm banyoyu ben temizledim."
"Elinde kıyır-kıyır elmalı kurabiyeyle evin içinde dolaşan çocuk için "örtü sereyim de öyle yesin" dedim. Annesi "Oturup yemez ki!" diyerek omuz silkti."
"Komşu çocukları bahçe aydınlatmalarını kırıyor. Söyleyince, "Çocuğumdan daha kıymetli değil" yanıtını alıyorsun."
Camilerde çocuklar alışsın diye teravih namazına götürülüyor, ama namaz boyu cami ‘YouTube Keşfet’ine dönüyor.
Bu çocuk camiye mi alışıyor gerçekten?
Böyle yapınca sevap kazandığını mı zannediyor bu insanlar?
Sorun çocuklarda değil. Sorun, kitap okumayan, pedagojiden bihaber ama Instagram'da izlediği iki videoyla kendini "çocuk ruhundan anlayan ebeveyn" ilan eden yetişkinlerde.
Neymiş efendim, çocuk özgürmüş, keşfederken engellenmezmiş, hayır denmezmiş, yoksa özgüveni kırılırmış.
Peki hangi psikoloji, hangi din, hangi kültür, hangi örf bu vurdumduymazlığı meşrulaştırıyor?
Yeni bir akım icat ettiler: "sorunlu davranışları özgürlük sanan bir ebeveynlik"
Disipline "travma", sınır koymaya "baskı" adını verdiler bir de...
Çocuk merkezli olmak; her şeyi çocuğa bırakmak değil, onun iyiliği için sağlıklı sınırlar çizebilmektir.
Özgürlük; başkasının hakkını çiğnemek değil, saygı duyarak var olabilmektir.
Ebeveynlik; sadece sevmek değil, yön gösterebilmek ve sorumluluk vermektir.
Çocuklarımızı özgürleştiriyoruz sanırken, aslında onları ölçüsüzlüğe teslim ediyoruz.
Topluma, hayata, başkasının varlığına karşı duyarsız bireyler yetiştiriyoruz.
Ama unutmayın, çocuklar her zaman öğrenir.
Ya sorumluluğu ya sorumsuzluğu...
Ve çoğu zaman derslerini öğretmenlerinden değil, ebeveynlerinden alırlar.
O yüzden mesele çocuk değil.
Mesele aynaya bakmayı reddeden yetişkinlik.
“Yeteeer!” diye bağırmak gelmiyor mu içinizden…
(Alıntı)
Dünyanın İnterneti Deniz Altından Geçiyor.
Bugün çoğumuz internete kablosuz olarak bağlansak da, aslında dünya genelindeki internet trafiğinin büyük kısmı okyanusların altından geçen fiziksel kablolarla taşınıyor.
Şu anda okyanus tabanında döşenmiş 1.400.000 kilometreden fazla denizaltı kablosu bulunuyor. Bu kablolar, uluslararası veri akışının yaklaşık %95’ini taşıyor. Yani gönderdiğiniz mesajlardan yaptığınız görüntülü aramalara, izlediğiniz dizilerden banka işlemlerine kadar her şey bu kablolar üzerinden iletiliyor.
Bu kablolar, fiber optik tellerden oluşuyor ve yüksek basınç, korozyon, depremler ve hatta köpekbalığı ısırıkları gibi risklere karşı birçok koruyucu katmanla çevriliyor. Denizlerin binlerce metre altında olsalar bile, ışığın fiber içindeki hızına yakın bir hızla veri taşıyabiliyorlar.
Bugün Google, Meta, Microsoft ve Amazon gibi dev şirketler, bu kabloların büyük kısmına sahip ya da yatırım yapıyor. Böylece daha hızlı ve kesintisiz bir internet altyapısı sağlanıyor.
Yani bir mesaj gönderdiğinizde, bir canlı yayın izlediğinizde ya da görüntülü konuşma yaptığınızda, verilerinizin binlerce kilometre uzakta, denizlerin altından size ulaştığını unutmayın.
TÜRKİYE, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Batı Asya'da Anadolu'da, diğer bir bölümü ise Güneydoğu Avrupa'nın uzantısı Doğu Trakya'da olan kıtalararası bir ülkedir.
Batıda Bulgaristan ve Yunanistan, doğuda Gürcistan, Ermenistan, İran ve Azerbaycan, güneyde ise Irak ve Suriye ile sınır komşusudur. Güneyini Kıbrıs ve Akdeniz, batısını Ege Denizi, kuzeyini ise Karadeniz çevreler. Marmara Denizi ise İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile Anadolu'yu Trakya'dan, yani Asya'yı Avrupa'dan ayırır.
Resmî olarak laik bir devlet olan Türkiye'de nüfusun çoğunluğu Müslümandır.
Ankara, Türkiye'nin başkenti ve ikinci en kalabalık şehri; İstanbul ise,
Türkiye'nin en kalabalık şehri, ekonomik merkezi ve aynı zamanda Avrupa'nın en
kalabalık şehridir.
Türkiye toprakları üzerindeki ilk yerleşmeler Yontma Taş Devri'nde başlar. Doğu Trakya'da Traklar olmak üzere, Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Dor istilası sonucu Yunanistan'dan kaçan Akalar tarafından kurulan İyon medeniyeti gibi çeşitli eski Anadolu medeniyetlerinin ardından, Makedonya kralı Büyük İskender'in egemenliğiyle ve fetihleriyle birlikte Helenistik Dönem başladı. Daha sonra, sırasıyla Roma İmparatorluğu ve Anadolu'nun Hristiyanlaştığı Bizans dönemleri yaşandı. Selçuklu Türklerinin 1071 yılında Bizans'a karşı kazandığı Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu'daki Bizans üstünlüğü büyük ölçüde kırılarak Anadolu, kısa süre içerisinde Selçuklulara bağlı Türk beyleri tarafından ele geçirildi ve Anadolu toprakları üzerinde İslamlaşma ve Türkleşme faaliyetleri başladı. Kısa sürede Anadolu'daki diğer Türk beyliklerinin üzerinde hâkimiyet kuran Konya merkezli Anadolu Selçuklu Sultanlığı, 1243 yılındaki Moğollara karşı kaybedilen Kösedağ Muharebesi'ne kadar Anadolu'yu yönetti. Anadolu'daki Moğol istilalarından sonra zayıf duruma düşen Anadolu Selçuklu Devleti, Anadolu'da yerini yeni Türk beyliklerine bıraktı.
13. yüzyılın sonlarından itibaren Batı Anadolu'daki Türk beyliklerinden biri olarak ön plana çıkan ve bağımsızlık kazanan Osmanlılar, 14. yüzyılda Balkan topraklarında gerçekleştirdiği fetihlerle büyük bir güç hâline geldi ve Anadolu'daki diğer Türk beylikleri üzerinde de hâkimiyet kurdu. Osmanlılar, 1453 yılında II. Mehmed'in İstanbul'u fethederek Bizans İmparatorluğu'na son vermesiyle imparatorluk hâline geldi. İmparatorluk, zirvesini 16. yüzyılda, özellikle I. Süleyman döneminde yaşadı. 1683 yılındaki II. Viyana Kuşatması sonrasında gelen bozgun ve 15 sene süren Kutsal İttifak Savaşları sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'ya karşı üstünlüğü sona erdi.
19. yüzyıla gelindiğinde imparatorluk, Tanzimat adı verilen ciddi bir modernleşme sürecine girdi. 1876 yılında Türk tarihinin ilk yazılı anayasasının ilan edilip meclisin açılmasıyla başlayan I. Meşrutiyet devri, 1878 yılına kadar sürse de 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edilerek anayasa tekrar yürürlüğe girdi. Ancak yapılan reformlar, imparatorluğun dağılmasını engelleyemedi.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletleri'nin yanında giren imparatorluk, savaş sonucunda yenik düşerek 30 Ekim 1918 tarihinde tüm orduların teslim olması şartını kabul etti ve akabinde İtilaf Devletleri'nce işgal edildi. 16 Mart 1920'de İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u işgal edip bazı milletvekillerini tutuklayarak sürgüne göndermesi sonucunda Meclis-i Mebusanın kapanmasıyla Mustafa Kemal Paşa önderliğinde 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu.
Onun önderliğinde işgalci kuvvetlere karşı yapılan Kurtuluş Savaşı (1919-1922) başarıya ulaşarak, 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı monarşisi ve Osmanlı İmparatorluğu tarihe karıştı.
Cumhuriyet, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından 29 Ekim 1923'te ilan edildi. 3 Mart 1924'te hilafetin kaldırılıp Osmanlı Hanedanı'nın yurt dışına sürgün edilmesinden sonra, çağdaş Türkiye'nin oluşumunda önemli yer tutacak olan bir dizi devrim gerçekleştirildi.
Türkiye Türkiye Cumhuriyeti | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Türkiye konumu (yeşil) | |||||||||||||||
Başkent | Ankara![]() | ||||||||||||||
En büyük şehir | İstanbul![]() | ||||||||||||||
Resmî dil(ler) | Türkçe | ||||||||||||||
Konuşulan diller | Türkçe | ||||||||||||||
Etnik gruplar (2016 tahminî)[1] | |||||||||||||||
Demonim | Türk | ||||||||||||||
Hükûmet | Üniter cumhurbaşkanlığı sistemli anayasal cumhuriyet | ||||||||||||||
| |||||||||||||||
Yasama organı | Türkiye Büyük Millet Meclisi | ||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||||||
• Toplam | 783,562 km2 (36.) | ||||||||||||||
• Su (%) | 2.03[2] | ||||||||||||||
Nüfus | |||||||||||||||
• Aralık 2024 sayımı | ![]() | ||||||||||||||
• Yoğunluk | 111.4[3]/km2 (83.) | ||||||||||||||
GSYİH (SAGP) | 2025 tahminî | ||||||||||||||
• Toplam | ![]() | ||||||||||||||
• Kişi başına | ![]() | ||||||||||||||
GSYİH (nominal) | 2025 tahminî | ||||||||||||||
• Toplam | ![]() | ||||||||||||||
• Kişi başına | ![]() | ||||||||||||||
Gini (2021) | ▲ 44.4[5] orta | ||||||||||||||
İGE (2022) | ![]() çok yüksek · 45. | ||||||||||||||
Para birimi | Türk lirası (TRY · ₺) | ||||||||||||||
Zaman dilimi | UTC+3 (TSİ) | ||||||||||||||
Tarih formatı | gg/aa/yyyy (miladi) | ||||||||||||||
Şebeke gerilimi | 230 V–50 Hz | ||||||||||||||
Trafik akışı | sağ | ||||||||||||||
Telefon kodu | +90 | ||||||||||||||
ISO 3166 kodu | TR | ||||||||||||||
İnternet alan adı | .tr |